Özel hastanelerde çalışacak diyetisyenler maaşlarda neye dikkat etmeli? Mesleki eğitimler için kullanılacak izinler yıllık izinden kesiliyor mu? Hastane giderleri diyetisyenin maaşına yansıtılır mı? Sözleşmesini feshetmek isteyen diyetisyen ne yapmalı, hangi adımları izlemeli?
İster kamu isterse de özel hastanelerde olsun diyetisyenlerin çalışma koşulları diğer meslek gruplarına göre zor ve sürekli dikkatli olmayı gerektiriyor ancak özel hastanelerde çalışan diyetisyenlerin dikkat etmesi gereken bir husus daha var, o da iş akit sözleşmeleri…
Özel hastanelerin temeli 12. yüzyıla dayanıyor. İngiltere’de 17. yüzyılda açılan özel hastaneler Türkiye’de ise Cumhuriyet dönemi öncesi yabancı hastaneler olarak hizmete açıldı. Cumhuriyet sonrasında ise 1933 yılında düzenlenen özel hastaneler kanunu ile resmileşti.
Özel hastaneler ile sözleşme yapacak diyetisyenlerin konu ile ilgili Türkiye Diyetisyenler Derneği’nden bilgilendirme alabilirler.
İlk olarak maaşlarının detaylarına bakılmalı: Diyetisyen
- kadrolu mu,
- fatura karşılığı yarı sözleşmeli mi yoksa
- konsültan diyetisyen olarak mı çalışacak, önceden belirlenmesi gerekiyor.
Ücretli ve mesleki izinlere dikkat!
Sözleşmeli diyetisyenlerin İş Kanunu’na göre en az 14 gün izin hakkı olduğunu ancak diyetisyenlerin çalışma şartlarının yoğunluğundan dolayı bu sürenin diyetisyenin dinleneceği bir süreye çıkarılması gerekiyor.
Mesleki eğitimler hem diyetisyenim kendi gelişimi hem kamu yararı hem de hastaneler için oldukça önemli… Bu eğitimlere katılım şartları sözleşmede mutlaka belirtilmeli.
Eğitim ücretleri hastane tarafından karşılanmalı
Bunun için kabul edilen süre 10 gündür. Diyetisyen isterse bunu iki toplantı olarak kullanabilir.
En çok bunlar atlanıyor!
Diyetisyenlerin sözleşmede olmayan ancak sonrasında maaşlarından kesilen ücretlerle karşı karşıya kalabiliyor. Kesintilerin netleştirilmemesi nedeniyle diyetisyen sözleşmede olmayan kesintilerle karşılaşabiliyor. Yapılan bu kesintiler sonrasında da eline geçen meblanın %50 oranında düştüğü durumlar dahi oluyor. Bu yüzden, kesintilerin detayları kesinlikle sözleşmede belirtilmelidir.
Kanunun hangi maddeleri diyetisyenleri ilgilendiriyor?
Diyetisyenin çalışma koşulları incelendiğinde İş Kanunun 4/A, 4/B ve 4/C bentlerine göre çalışabiliyor. Eğer sadece o hastanenin personeli olarak sözleşmeli olarak çalışıyorsa burada kadrolu diyetisyen hak edişinin anlaştığı yüzdesini doğrudan alması gerekiyor.
Eğer fatura karşılığında çalışıyorsa; bu durumda hastaneye hak ediş miktarı kadar fatura kesiyor ve sonrasında o ücret karşılığı kadar çalışıyor. Bu şekilde çalışan diyetisyenler 4/B bendine göre Bağ-Kur’lu oluyor. 4/B Bendine göre çalışan diyetisyenlerin Katma Değer Vergisi (KDV) ile ilgili Maliye Bakanlığı açısından bazı problemler yaşadığını ancak bu sorunların şu an ortadan kalkmıştır.
Maliye fatura kesen diyetisyenlerden Limited Şirketi kurulmasını istiyor. Bu diyetisyenler serbest muayenehane diyetisyeni (beslenme ve diyet danışmanlık merkezi diyetisyeni) gibi değerlendirilirse serbest meslek makbuzundan kesilmesi gereken KDV %8’dir ancak özel hastanelerde çalışan sözleşmeli diyetisyenlerden %18 KDV kesiliyordu. Şu anda konu ile ilgili açılan davalar neticelendi ve KDV düzenlenmesi yapılarak %8’e indirildi.
Ek giderler diyetisyenden kesilebilir mi?
Diyetisyenin görev yaptığı hastane Avrupa Standartları’na uyum sağlayan akredite bir hastane ise onlardaki iş yoğunluğu biraz daha artıyor. Bunlara ayıracağı zaman için diyetisyen ayrıca bir ücret alacak mı, bunların hepsi sözleşmede belirtilmeli. Anlaştığınız ücret üzerinden kesintiler ne oranda olacak? Bazı kurumlar hastane yöneticilerinin maaşını karşılamak için diyetisyen, psikolog ve hekim gibi profesyonel sağlık personellerinin maaşlarından bir parça kesiyor. Bunların da sözleşmelerde belirtilmesi gerekli.
Zorunlu Sağlık Sigortası yarı yarıya ödenmeli!
Son zamanlarda giderek artan davalar nedeni ile diyetisyenlerin maddi açıdan mağduriyeti arttı. Bunlarla ilgili devletimiz zorunlu sağlık sigortası çıkardı. Kanuna göre bunun %50’si diyetisyen %50’si sağlık kuruluşu tarafından karşılanır. Sağlık kuruluşları bu parayı diyetisyenin kazancından hiçbir şekilde kesemez.
Sözleşmenin feshi söz konusuysa ne yapmalı?
Bir yaptırım hatasından dolayı sözleşmenin feshi söz konusu olursa, diyetisyenlerin ihbar süreleri ve tazminat haklarını kontrol etmeleri gerekir.
İki yıl çalışma süresinden sonra üç ay ve üzerinde ihbar süresi çıkıyor. Bu ihtar süresi ve tazminatlarının alınması mutlaka şartnameler ile belirlenmeli. Diyetisyenler bu konuyu atladıklarında mağdur olabiliyorlar.
Yararlanılan kaynaklar: TDD, İşkur, Sağlık Bakanlığı, Memurlar.net, Medimagazin.