Früktoz ve obezite ilişkisi

fruktoz

Sizlerle okuduğum bir makaleyi paylaşmak istiyorum. Bildiğiniz üzere obezite çağımızın en yaygın hastalıkları arasında yer almakta ve giderek artmakta. Besinlerle alınan enerjinin harcanandan fazla olması ve yağ olarak depolanmasıyla ortaya çıkan obeziteyi gelişen teknolojiyle birlikte günlük hareketin kısıtlanması da giderek artırmaktadır.

Geçmişle günümüzü kıyasladığımızda günümüzdeki bireylerin kilosu 25 yıl öncesine göre ortalama olarak 10 kg daha fazladır. Nedeni ise çevresel faktörlerdir. Bu çevresel faktörler nelerdir diye baktığımızda en başta fast-food gıdalar, asitli ve şekerli içeceklerin tüketimi geliyor. Yediğimiz yiyeceklerin kalorisi geçmişe göre daha fazla. Normal koşullarda insanoğlu yemek yediğinde beyne tokluk sinyalleri giderek birey doygunluk hisseder ve yemeyi sonlandırır. Günümüzde ise belli düzeyde kalori alımına ulaştığımızda bu doygunluk hissine varamıyoruz.

leptin hormonu

Leptin hormonu

Burada karşımıza leptin adını verdiğimiz hormon çıkıyor. Leptin adipoz dokuda üretilen ve açlığı baskılayarak aşırı diyet enerjisi alımını önleyen hormondur. Yemek yeriz, leptin salgılanır ve beyin uyarılır ve yemekten önceki açlık hissi ortadan kalkar.

Kolalı içeceklerin içinde şeker ve kafein olduğunu biliyoruz. Burada bilmemiz gereken bu içeceklerin şekerin yanında tuzda içerdiğidir. Şeker tadının yanında tuzun tadının farkına varmamaktayız. Bu tuz bizi daha çok susatır ve daha çok kola içme isteği duyarız.

şeker, kurabiye, tatlı, karbonhidrat

Şeker

Günümüzde sadece çok yediğimiz için kilo almayız. Kilonun başlıca nedeni yiyeceklerde porsiyon başına düşen şekerin artmasıdır. Özellikle de fruktoz burada devreye girer. 1945 öncesine kadar bir kişi ortalama 15 g früktoz tüketirken günümüzde bu sayı 72’lere ulaşmıştır.

fruktoz

Früktoz

Neden bu sayı bu kadar arttı? Bunun nedeni yüksek früktozlu mısır şurubu. Yüksek fruktozlu mısır şurubu kullanımının artmasındaki neden ise ucuz olması. Tükettiğimiz tavuk yemeklerinde, ette, ekmekte, turşuda daha aklımıza gelebilecek birçok besinde früktoz şurubu bulunuyor. Firmalar ucuz olduğu için früktoz şekeri kullanmayı tercih ediyor ve sağlığı göz ardı ediyorlar. Früktozun zararlı olmasının nedeni elbette kalorisini yüksek olması fakat beslenme konusuna baktığımızda durum bu kadar basit değil. Früktozun zararlı olmasının nedeni vücut tarafından kullanılamamasıdır. Früktozu ß hücresine aktaracak bir reseptör yoktur bu nedenle insülin salgılanmaz.

Yani glukoz ile fruktoz arasında çok büyük fark vardır. Aldığımız 120 Kilokalorilik glukozun %80-96’sı organlar tarafından kullanılır. Geriye kalan kısmı ise hücrelerde depolanır. 120 kalorilik früktoz tükettiğimizde ise bu kalorinin yarısı doğrudan karaciğere gider. Çünkü fruktozu parçalayabilen tek yer karaciğerdir. Vücudun kullanamadığı ve doğrudan karaciğere giden maddelere zehir denir. İşte fruktoz da bunlardan biri aslında. Fruktoz karaciğerde yağlanmaya, yüksek kötü kolestrole, kansere ve daha nice hastalığa neden olur. Fruktoz birkaç biyokimyasal işlemden sonra vücudumuz tarafından doğrudan yağ depolamaya yönlendirilir. Fruktoz insanlarda lipogez, trigliserid ve serbest yağ asitlerini artırır. Bu yağlar karaciğerde depolanır. Bu insülinin artmasına neden olur fakat insülin görevini yerine getiremez. Fruktoz da glukozdan farklı olarak JNK 1, IRS 1 enzimler ve bu pasiftir. Bu nedenle insülin çalışmaz ve insülin direnci gelişir. Bu da obeziteye davetiye çıkarır.
Sonuç olarak istesek de istemesek de fruktoz şurubu neredeyse her besinde karşımıza çıkıyor. Bizim yapmamız gereken ise sağlığımız için fruktoz şurubundan olduğunca uzak durmak. Özellikle şekerli ve gazlı içeceklerden, hazır pasta ve kurabiyeler gibi tatlılardan, fast food ürünlerden, tüm paketli gıdalardan uzak durmalıyız.
[toggle title=”Kaynaklar”]

1. Prof. Dr. Robet Lustig: Sugar: The Bitter Truth. California University.

2. Bray G. How Bad Is Fructose? The American Journal of Clinical Nutrition 2007;86:895.

3. http://healthyeating.sfgate.com/much-salt-one-can-soda-4965.html[/toggle]

Gerçek Diyetisyenler Sitesi Uzman Yazarı - Diyetisyen Sibel Ümit

Önerilen makaleler

1 Yorum

  1. meyvede bulunan fruktoz için de aynı şeyi söyleyebiliyor muyuz.Meyve kısıtlaması yapılmalı mı farkları nelerdir

xx için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir