Son günlerde ülkemizin gündeminde palm yağı ile ilgili yoğun bilgi akışı ve derneğimize iletilen sorular nedeniyle konu ile ilgili açıklama yapılması zorunluluğu doğmuştur.
Palm yağının bileşiminde %49 kadar doymuş yağ asitleri (%44 palmitik asit, %4,3 stearik asit), %39 oleik asit, %10 linoleik asit bulunmaktadır.
Palm yağındaki yağ asitlerinin bu dağılımı yağın dayanıklılığı için ideal bir kombinasyon oluşturmaktadır. Bu özelliği ile de palm yağı gıdalarda dayanıklılığı ve uzun bir raf ömrünü sağlamaktadır.
Palm yağının içerdiği doymuş yağ asitlerinin yanında doymamış yağ asitleri ile diğer güvenli bileşenlere de dikkat edilmelidir.
Diyet önerilerinde sıfır trans yağ asidi alımını karşılamak için palm yağı kullanılmaya başlanmıştır. Palm yağının diyette enerjinin yağlardan katkısı <%30 olduğunda, arzu edilen plazma kolesterol ve lipoprotein kolesterol seviyelerini sağlamada etkili olduğu gösterilmiştir.
Yine günümüzde diyet önerilerinde doymuş yağlardan sağlanan enerjinin %10’dan daha az ve günlük kolesterol alımında 300 mg/gün’den düşük olması önerilmektedir; trans yağ asitlerinin insan sağlığı için doymuş yağ asitlerinden daha tehlikeli olduğu kabul edilmektedir.
Yapılan geniş kapsamlı çalışmalarda trans yağ asitlerinden enerji alımında %2’lik bir artışın kalp-damar hastalıkları sıklığında %23‘lük bir artışa neden olabildiği gösterilmiştir.
Palm yağı ve palmitik asidin kanser gelişiminde etkili olduğu yönünde gerçek dışı bilgiler yayılmakla birlikte palm yağındaki doymuş yağ asitleri ve palmitik asidin kanser gelişiminde etkisini destekleyen epidemiyolojik veriler bulunmamaktadır.
Türkiye Diyetisyenler Derneği
derneğin aktif olması güzel