Başarısız diyet tedavisinin sorumlusu kim?

Özellikle obeziteyi incelediğinizde, %90 – 95’i dış faktörlerden kaynaklanmaktadır. Hormonal nedenlerle ortaya çıkan obezite %5 oranlarında, çok nadir görülür.

Bu sene 39’uncusu gerçekleştirilen Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Kongresi 3 – 7 Mayıs tarihlerinde, Antalya’da gerçekleştirildi. Açıklamalarda bulunan Türkiye Endokrinoloji Metabolizma Derneği ve Kongre Başkanı Prof. Dr. Sevim Güllü,

Bu sene kongremiz 1.250 katılımcı ile gerçekleşti. Bunların büyük çoğunluğu endokrinologlar başta olmak üzere iç hastalıkları uzmanları, hatta yurt dışından özelikle Türkiye Cumhuriyetlerden katılan meslektaşlarımızdı, dedi.

Kongrede ana konuların başında diyabet ve obezite gelirken; tiroid hastalıkları, infertilite, osteoporoz ve insülin direnci de ele alınan konular arasındaydı.

Obezite %95 yaşam tarzı ile ilişkili

Diyetle hormon ilişkisi hakkında değerlendirmelerde bulunan Güllü,

Özellikle obeziteyi incelediğinizde, %90 – 95’i dış faktörlerden kaynaklanmaktadır. Hormonal nedenlerle ortaya çıkan obezite %5 oranlarında, çok nadir görülür. Bir takım hormonal eksiklikler obeziteye yol açabilir ancak onları tanımak nispeten daha kolaydır, açıklamasında bulundu.

Sağlıksız beslenme ve hareketsiz yaşam ile gelişen obezitenin sonrasında endokrin sistemin etkilendiğinin altını çizen Güllü,

Beyinde iştah merkezi etkilendiğinde, beyinle bağırsak arasındaki iletişim bozulduğunda ve karaciğer yağlanması ortaya çıktığında vücudunuzdaki tüm dengeler değişiyor. Sonuçta bedenimiz güzel işleyen bir makine. Onu bir yerden bozmaya başladığınızda tüm denge bozuluyor. Bizim diyetin üzerinde durmamızın nedeni bu sistemin besinlerle bozulması. Kişiler kilo veremiyorsa şu hormonu fazladır demek uygun değil, biz şüphe duyarsak ona bakıyoruz zaten. Yaşam ve beslenme tarzı bu hormonları kontrolsüz bir şekilde bozuyor. Bu hormon değerleri vücutta çok olmasına rağmen, farklı metabolik durumlar nedeniyle kişi kilo veremiyor, iştahı artıyor ve kontrolsüz yemek yiyor. Bunun nedeni hormonlardır diyemeyiz, bu bir zincir, ifadelerini kullandı.

Diyetisyenlerin tiroid fonksiyon ve insülin testi istemesi uygun değil

Diyetisyenlerin danışanlarına beslenme programı yazmadan önce tiroid fonksiyon ve insülin direnci testleri istemesinin uygun olmadığına dikkat çeken Güllü,

Diyetisyenler insülin direnci ile başlayıp tiroid fonksiyon testi ile çıkıyorlar. Tiroid fonksiyon testi bireye özgüdür ve bireye özgü değerlendirilir. Yani 80 yaşındaki biriyle 15 yaşındaki bir bireyin seviyeleri farklıdır. Bir tiroid hastalığının metabolizmayı ciddi olarak etkilemesi için ağır hipotiroidi olması yani TSH’nın çok yükselmesi gerekir, şeklinde konuştu.

Kilo vermek için tiroid hormonu kullananlar var!

Bazı kişilerin kilo vermek için tiroid hormonunu uygunsuz kullandığı bilgisini veren Güllü,

Her gördüğümüz rakam bizim için anormal olmuyor. Onun için diyet uzmanlarının buna bakmasının anlamı yok, baktığı zaman yorumlayamıyor. Normalden sapma eşittir ilaç değildir. Bizim için bazen 80 yaşındaki bireyin Tiroid Bezini Uyarıcı Hormon (TSH) seviyesi 7 ise onun lehine oluyor, daha uzun yaşıyor. Oysaki TSH’ın normal değeri 4.5’tir ama bu kişide TSH’ı 4.5’e çektiğimizde onu öldürebiliriz, şeklinde konuştu.

Diyet uzmanlarının değerlendiremeyeceği tetkikleri istemesinin doğru olmadığının altını çizen Güllü sözlerini şöyle sürdürdü…

Obezitede insülin direnci olmayan obez hasta sayısı çok azdır. Beden kütle endeksi 40’ın üzerinde olan insanlar geliyor;

Hocam ben insülin direncimi ölçtürebilir miyim? İnsülin direncim varmış, diyet uzmanı öyle söyledi, diyor. Biz insülin direncinin kendisini tedavi etmiyoruz, yaşam tarzı değişikliği yapıyoruz. Yürü, sağlıklı beslen ve az ye dediğimiz zaman her şey çözülüyor. O nedenle hem insülin hem de tiroid değerlendirmesi hekim tarafından değerlendirilmeli…