7 Maddeyle “süper besin”

ketojenik diyet, ketojenik diyet nedir, ketojenik diyet listesi, ketojenik diyet zayıflatır mı, ketojenik diyet programı, ketojenik diyet faydalı mı, ketojenik diyet zararlı mı, ketojenik diyette neler yenir, ketojenik diyette hangi gıdalar var,

1. Süper besin: “Tanımı”

Süper besin terimi besinlerin yanı sıra sağlığa bir karkı sağlayan besinleri tanımlar. Vücudun temel besin ihtiyaçlarını karşılamanın ötesinde insan fizyolojisi ve metabolik fonksiyonları üzerinde ilave yarar sağlayan, böylelikle hastalıklardan korunmada ve daha sağlıklı bir yaşama ulaşmada etkinlik gösteren besinlerdir.

2. Süper besin: “Etkileri klinik olarak ispatlanmış besinlerdir”

Besleyici etkilerinin yanı sıra bir ya da daha fazla etkili bileşene bağlı olarak sağlığı koruyucu, düzeltici ve/veya hastalık riskini azaltıcı etkiye sahip olup, bu etkileri bilimsel ve klinik olarak ispatlanmış besinler Süper besin olarak adlandırılır.

3. Süper besin: “Modern zamanlarda beslenme”

Bugün eskiye oranla daha fazla insan; kırsal yerine kentlerde yaşar hâle gelmiştir ve ekonomik faaliyetler, “daha az tarım daha çok endüstri” temelinde sürdürülmektedir. Bu değişimler, beraberinde yaşam kalitesi ve sağlık alanlarındaki iyileşmeler açısından pek çok fayda getirmiştir. Bireylerin iletişim biçimleri, sahip oldukları boş zaman miktarı, besinlere erişimleri ve fiziksel aktivite seviyeleri de zaman içinde değişmiştir. Gelişmiş ülkelerde yaşam kalitesinde sağlanan iyileşmeler, daha güvenli ve daha çeşitli beslenmenin yanında artan yaşam süreleri ile de ilgilidir.

Genel olarak bireyler daha fazla boş zamana ve daha geniş çeşitlilikte gıdaya çok daha kolay süper besinlere erişme olanağına sahiptir ve günlük faaliyetleri, daha az fiziksel aktiviteyi gerektirmektedir. Ancak bu değişimler, enerji alımı ve tüketimi arasında denge kurmayı daha da zorlaştırmış, bu da tüm dünyada fazla kilolu olma durumunun ve obezitenin artmasıyla sonuçlanmıştır.

4. Süper besin: “3 Faktör arasında denge”

Bu değişimler gerçekleştikçe yüksek tansiyon, kalp-damar hastalıkları ve tip 2 diyabet gibi bulaşıcı olmayan hastalıkların görülme sıklığı artmıştır. “Yaşam biçimlerinin”, “beslenmenin” ve “hareketsizliğin” bu hastalıkların artmasında rol oynadığı açıktır ve bu hastalıkları önleme başarısı, bu üç faktör arasında bir dengenin kurulmasına dayanır.

5. Süper besin: “Beslenme bilimi”

Beslenme yetersizliklerinin hastalıklara yol açtığı ve bu hastalıkların uygun besinlerin alınmasıyla önlenebileceği gözlemi, tarih boyunca beslenme biliminin çalışma alanını oluşturmuştur. 20. yüzyılın ilk yarısında beslenme biliminin odağı, beslenme yetersizliklerinden kaçınmayı sağlayacak temel besin ögesi ihtiyacını belirlemek olmuştur.

Bu; vitaminler, mineraller, proteinler, yağlar, karbonhidratlar ve enerji için referans besin ögesi alımı (DRI), popülasyon için referans alım (PRI) ve referans besin ögesi değeri (DRV) gibi değerlerin belirlenmesine öncülük etmiştir. Enerji alımını temel metabolizma faaliyetleri ve fiziksel aktivite ile dengeli durumda tutarken yeterli besin ögesi alımı sağlayan dengeli bir diyet seçimi, sağlıklı beslenmenin temel taşını oluşturur. Bu nedenle diyetlerin ve besinlerin, uygun besin ögesi yoğunluğuna sahip olması gerekir.

Bu ihtiyaç, doğal ürünlerin tüketilmesiyle karşılanabilir ancak yaşam biçimleri ve modern yaşam beklentileri, bunu zorlaştırır ve sonuç olarak bu ihtiyaçları karşılayacak endüstriyel ürünler ortaya çıkar.

Aynı zamanda diyette yer alan besin ögelerinin ve diğer bileşenlerin olası faydalı ve zararlı etkilerinin daha iyi anlaşılması, temel beslenme ihtiyaçlarının ötesinde vücut fonksiyonlarını etkileyebilen spesifik özellikli gıda maddelerinin elde edilmesini mümkün kılmıştır. Bu besinler, “fonksiyonel, işlevsel ya da süper” olarak tanınmıştır.

Elbette tüm gıdalar belli bir dereceye kadar fonksiyoneldir ancak Süper besin olarak tanımlanan ürünler, hem fiziksel hem de zihinsel sağlığı iyileştirmeye yardım ederek uzun vadede sağlığı destekleme potansiyeline sahiptir.

6. Süper besin: “Ortak özellikleri”

Süper besinların ortak özellikleri, içerdikleri besin bileşenlerinin sağlık üzerinde olumlu etki göstermesi, doğal olmaları, diyetin bir parçası olarak kontrolsüz tüketimde güvenli olmalarıdır. Bu konu gıda biliminde hızla gelişen bir alandır, bu gibi gıdalar genellikle sağlık beyanları ile birlikte pazara sunulur. Örnek olarak “tahıllar çok önemli lif kaynağıdır” beyanı gibi. Çalışmalara göre diyette lif miktarının artması bazı kanser türlerinin riskini azaltabilmektedir. Canlı bakteri kültürlerini içeren fermente gıdalar probiyotik yararları ile düşünülen Süper besinlar olarak ele alınır.

7. Süper besin: “Çeşitleri”

  • PKU – Fenilketonuri hastaları için özel besinler,
  • Çölyak hastalarının tüketimi için tasarlanmış gıdalar,
  • Probiyotik ve prebiyotik içeren besinler
  • Düşük kalorili besinler,
  • Düşük sodyumlu veya sodyum içermeyen tuzlar da dahil düşük sodyumlu gıdalar,
  • Diyet lifi içeriği artırılmış gıdalar,
  • Glutensiz besinler
  • Sporcu gıdaları – Enerji içecekleri,
  • Diyabetik besinler (şeker içermeyen) ,
  • Zenginleştirilmiş besinler: Bir besine içeriğinde doğal olarak bulunan/bulunmayan bir veya birden fazla esansiyel besin öğesinin popülasyonda veya popülasyonun özgün bir grubunda kanıtlanmış bir eksikliği gidermek amacıyla ilave edilen gıdalar,
  • Çoklu doymamış esansiyel yağ asitleri olarak omega-3, omega-6 ve omega-9 yağ asitleri
    içeriği artırılmış besinler.

GDS

Gerçek Diyetisyenler Sitesi; sağlık bilimleri, beslenme ve diyetetik alanlarına yönelik bilgi paylaşımının yapıldığı, kâr amacı gütmeyen bir internet platformudur.

Önerilen makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir